Koronaya Bir de Buradan Bakın
Zor bir süreçten geçtiğimiz şu günlerde, dünya büyük bir ders alıyor. Canlar gidiyor, zaman kayboluyor, bizler değişiyoruz. Galiba tek iyi yanı değişim olsa gerek. İnsanlar ölüme yakın olduklarını bir kez daha hatırlayıp özlerine yaklaşıyorlar. Sanki “dur!” diyor biri bize. Bu ses doğanın tüm isyanını “korona” diye bir isimde topluyor. Bizlerse ölümle ilk kez tanışmış kadar tedirgin ve yıkıcı davranıyoruz.
Günlük telaşlarımız, şikayetlerimiz, tek bir anın değerini bilmeden yaşadığımız o zamanlar ve hepsi var gücüyle toplanıp, pencerenin önünde dışarı çıkmayı bekleyen gözlerimize yansıyor. Zaman ayırılmayan kitaplar, filmler, hobilerimiz, bize olan kırgınlıklarını bir kenara koyup, bir kez daha “burdayım!” diyor en candan sesleriyle. Duyuyor muyuz ?
Korona günlerinde herkes bir uğraşa tutunma telaşında. Ve bu uğraşları sosyal medyada yayınlayıp beğeni ve meydan okumalarla gün geçiriyor. Normal hayatımızdayken yapmayı ertelediğimiz her şey şimdi teker teker gün yüzüne çıktı. Meğer ne yetenekliymişiz de bir virüsü bekliyormuşuz. E göstermeden de olmaz tabii.
Korona her ne kadar günden güne acı ve karamsar bir tablo çizse de, unutulan her kriz gibi tarihin tozlu sayfalarına karışacak ama bugün ama yarın. Bizler daha farkında, daha kültürlü ve yeteneklerimizle hayatımıza devam edeceğiz. Böyle bir yaşam için bu kadar ağır bir ders şart mıydı ? Hayır ama yaşantımızın sesini o kadar açtık ki böyle bir patlama şarttı.
Her şey eskisinden daha iyi olur umuduyla günler, aylar geçerken, zaman kaybolurken ve değişim kapıdayken siz neler yapıyorsunuz ?