Dünyanın farklı bölgeleri, ülkeleri ve kültürlerinde yapılan araştırmalar sonucunda cinsel sorunların genel olarak sık rastlandığını ortaya koymaktadır.
Dünya da her üç kişiden birinin cinsel yaşamının bir döneminde en az bir cinsel işlev bozukluğu yaşamaktadır.
Cinsel istekte azalma, cinsel dürtü ve düşüncelerin fantezilerin, cinsel birleşme ve orgazma ulaşma doyumunun azlığı ya da yokluğunu, cinsel birleşmeyi başlatma, ya da yanıt verebilme motivasyonunun bilinçsiz yetersizliği olarak olarak tanımlanır. Bu nedenler çoğunlukla psikolojik olarak görülür. Birincil olan sorun, ergenlik döneminden başlar ve yaşamı boyunca devam eder.
Çok yüksek oranda intrapsişik süreçlerle birlikte var olur bunun kaybı da bu yetisini kullanamamakla ilgilidir.
Cinsel işlev bozukluklarının temelini psikolojik sebepler oluştursa da bazen altta yatan başka sebep veren hastalıkların varlığını da unutmamak gerekir.
Çeşitli bozukluklara neden olan rahatsızlıklardan biri de halk arası kullanılan penis eğriliği olarak bilinen tıp terimiyle Peyronie hastalığıdır.
Cinsel organda eğrilik nedir? Sağlıklı insanlarda, cinsel istek uyarılması sonucunda penis içerisinde var olan kavernöz adındaki damar boşlukları kan ile birleşerek genişlemeye sebep olur bu damar boşluklarını dolduran penis örtü dokusu gerilerek toplardamarlarında basıya sebebiyet verir. Bu sayede, penis toplardamarda dolan kanın vücuda geri dönmesini engellenerek peniste ereksiyon sağlanmış olur. Bu durumun akışın bozulması durumunda hekimlerle sağlık sorununun teşhis ettiği sebep ortaya konulmalıdır.
Penis eğriliği nasıl anlaşılır? Hipospadias olan hastalarda idrar deliği penisin alt tarafında olmasına neden olarak idrar çıkış yerinden değil, işlem gördüğü bölgeden gelmesi ve idrar deliğinin durumuna bağlı zor idrar yapma, çok sık idrara çıkma, artık idrar olarak eşlik eden enfeksiyonlara bağlı idrar yaparken yanma gibi sebepler sonucu belirtiler gösterir.
Penis eğriliği genel olarak kişinin hayata gelme ile birlikte ve sonrasında izlenmektedir.
Cinsel İsteksizlik Nedenleri
Cinsel isteksizlik araştırmalar sonucu genellikle, kadınlarda erkeklere oranla daha sık görülmektedir. Ülkemizde, kadınlar arasında en sık görülen cinsel sorunlardan biri cinsel işlev bozukluğu yani cinsel istek azlığıdır. Toplum cinsel isteksizlik yakınmasıyla hekime ya da cinsel tedavi merkezlerine olan başvuru kaydı, bu sorunu yaşayanlar arasında oran olarak çok düşük kalmaktadır. Tedavi için yapılan başvurularda, ön sevişme, cinsel birleşmeyi ve çocuk sahibi olmayı engelleyen vajina konusu ilk sırayı alırken, cinsel isteksizlik ikinci ve üçüncü sıralardadır. Bu temel neden toplumumuzda, cinsel isteğin, sadece erkeklere özgü olduğunu, erkeklerin cinselliği istemeye, zevk almaya ve doyuma ulaşmaya istek hakkı olduğu bir inanç bulunmaktadır.
İnanılana göre, cinsellik kadınlar için bir “haz” ve “doyum” aracı değil bir “görev” olarak tanımlanıyor.
Cinsel İsteksizlik Tedavisi
Küçük yaşlardan başlayarak toplumun uyguladığı cinsel yasak ve baskılardan ötürü olarak cinsellikle ilgili suçluluk ve günahkarlık duygularını, giderek bireyin kendi bedenine yabancılaşması olarak adlandırılabilir. Sonrasından ortaya çıkan durum ise cinsel istek azlığıdır. Bunlar arasında, stres, eşle olan uyumsuzluk, depresyon, anksiyete ve diğer psikiyatrik bozukluklar, çeşitli kronik hastalıklar, hiperprolaktinemi yapan durumlar, bilinçsiz kullanılan ilaçlar, alkol ve madde kullanımı, menopoz, gebelik dönemleri, cinsel şiddet ve cinsel travma, eşinde ya da kendisinde var olan başka cinsel işlev bozuklukları da sayılabilir.
Cinsel isteksizlik tedavisi bireyin durumuna ve psikolojisine göre önemli değişiklikler gösterir. Hekimin cinsellikle ilgili temel bazı bilgiler vermesi, bireyin ve partnerinin cinsel mitlerini düzeltmesi ya da yalnızca kullandığı ilacı değiştirmesi bile, tüm olgularda “ortada bir sorun olmadığını “sorunun kolayca çözülmesi” için yeterli olabilmektedir.
